İsrailli analist Michael Brizon, İsrail’in Uluslararası Adalet Divanı’ndaki (UAD) avukatlarının, Gazze’deki saldırılarla ilgili olarak İsrail’e yöneltilen suçlamaların “sözde masumiyetine” ilişkin olası tüm yalan rekorlarını kırdığını söyledi.
Köşe yazarı Brizon, Haaretz gazetesinde yayımlanan makalesinde, İsrail’in UAD’deki avukatlarının savunmalarını kaleme aldı.
Brizon, “İsrail’in avukatları konuşmaları sırasında yalan makinesine bağlanabilseydi Lahey’deki elektrik şebekesi çökerdi. İsrailli avukatlar yaptıkları konuşmalarda iddia edilen masumiyetle ilgili tüm yalan söyleme rekorlarını kırdılar.” ifadesini kullandı.
Güney Afrika’nın İsrail’i özellikle mahkemede kanıtlanması neredeyse imkansız bir suç olan soykırımla suçlamayı seçmesinin İsrail açısından şans, Güney Afrika açısından ise zorunluluk olduğunu vurgulayan Brizon, çünkü bunun mahkemenin etkili bazı geçici kararlar çıkarması umuduyla İsrail’i acilen UAD huzuruna çıkmaya zorlamanın tek yolu olduğuna işaret etti.
İsrailli analist, şansın bir kez daha İsrail’in lehine işlediğini ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nin, nedeni açık olmasa da işgal altındaki tüm topraklarda, Gazze’de, Batı Şeria’da ve Kudüs’te olup bitenler hakkında konuşmak yerine neredeyse tamamen Gazze’de olup bitenlere odaklanmayı seçtiğini dile getirdi.
Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle 29 Aralık 2023’te UAD’de dava açarak İsrail aleyhine ihtiyati tedbir kararı alınmasını talep etti.
Güney Afrika bu kapsamda UAD’den 9 ihtiyati tedbir kararına hükmedilmesini istiyor.
Bu kararlar arasında, “İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını derhal durdurması, Filistinlilere yönelik soykırımın önlemesi için gerekli tüm makul tedbirleri alması, yerlerinden edilenlerin evlerine dönerek yeterli gıda, su, yakıt, tıbbi ve hijyen malzemeleri, barınak ve giysi dahil olmak üzere insani yardıma erişimini sağlaması, soykırıma karışanların cezalandırılmaları için gerekli adımları atması ve soykırımın delillerini muhafaza etmesi” de bulunuyor.
Güney Afrika, durumun aciliyeti sebebiyle UAD’den tedbir kararına hükmetmesini talep ederken duruşmaların tamamlanmasının ardından Divan, tarafların beyanları ve delillerini inceleyerek karar için müzakerelere başladı.
Kararın açıklanması için hakimleri bağlayan bir tarih bulunmuyor ancak UAD’nin önceki yargılamalarına bakıldığında soykırım gibi aciliyet gerektiren durumlarda bu sürenin birkaç hafta olduğu görülüyor.